Merhaba tatlıım,

Günün nasıl geçiyor?

Doğurganlık açısından bakıldığında zaman kadınların aleyhine işliyor. Yaş ilerledikçe rahim dokusu genç kalsa da, yumurta sayısı ve kalitesi düşüyor. 25-30’lu yaşlar kolay ve sağlıklı çocuk sahibi olmak için ideal. Bu gerçeği bilen çoğu kadın 30’una merdiven dayayınca benzer kaygıyı taşımaya başlıyor: ‘Bir an önce çocuk sahibi olmak.’

Kadınlar aslında yumurta zengini olarak doğar. Hatta yumurtalıkları daha anne karnındayken gelişir. Ceninin ilk aylardaki yumurta sayısı 6-7 milyon civarındadır. Kız çocuğu doğduğunda yumurtalıklarında milyonlarca olgunlaşmamış yumurta hücresi bulunur. Sonraki yıllarda sayı hızla düşer. İlk reglinin görüldüğü yaşlarda yumurta sayısı 400 bine iner. Kadın 37 yaşına geldiğinde ortalama yumurta sayısı 25 bine iniyor. Menopozla da organizmanın yumurta üretimi sona eriyor.

Her regl döneminin başında çok sayıda yumurta olgunlaşmaya çalışır. Organizma bunlardan 3 ya da 4’ünü seçer ve FSH hormonunun etkisiyle geliştirir. Çoğunlukla en baskın olanı gelişir. İki ya da üç yumurtanın olgunlaşmasına ender de olsa rastlanır. Tüm koşullar uygunsa, sperm ile döllenen yumurta rahime yerleşir. Aksi takdirde aylık kanamayla atılacaktır. Doğurganlık dönemi boyunca her kadın yaklaşık 500 kez yumurtlar.

Annesi geç menopoza girenler şanslı!

Yumurtalık Rezervi Nedir?

Kadınlar sabit bir yumurta miktarıyla doğar. Doğum anında yumurta sayısı bir milyon kadardır. Buna yumurta rezervi denir.

Kadının Üreme Kapasitesi Açısından 30 Yaş Önemli Bir Kriter mi?

Hayır, 30 yaşında çok büyük bir değişiklik olmaz. En büyük değişim 37-38 yaşlar arasında yaşanır. Doğurganlık hızla düşmeye başlar ve 45 yaşından sonra da nerdeyse sıfıra iner.

Yumurtalık Kapasitesi Nasıl Ölçülür?

Yumurta kapasitesini ölçmenin kusursuz yolu yok. Reglin ikinci ya da üçüncü günü ölçülen FSH ve estradiol testi, yumurta rezervi çok düştüğünde belirgin sonuç verir. Verilerin normal çıkması rezervin boyutunu göstermez. Yaş ne kadar gençse rezerv o kadar yüksektir. Genetik kalıtımın da bunda önemli etkisi var. Annesi geç yaşta menopoza giren kadınların rezervleri genellikle yaşıtlarına göre daha iyidir. Son yıllarda Anti- Mullerian Hormonu ölçümü yöntemi üzerinde çalışıyoruz. Rezerv yumurtalar tarafından üretilen bu hormonun, kandaki miktarını ölçerek, yumurta sayısı ve doğurganlık süresinin daha doğru saptanabileceği düşünülüyor.

Hormon Testleri, Ultrasonografik İncelemeler Yeterli mi?

Regl başlangıcında ultrasonla, içi sıvı dolu ve yumurta taşıyan kabarcıkları (antral folikül) sayma yöntemiyle yumurta rezervi saptanabiliyor. Yumurtalık hacmini ölçmek de bir başka yöntem. En iyisi, değerlendirmede tüm bu testleri kullanmak.

Yumurta Kalitesinin Yaşla İlgisi Var mı?

Yumurta kalitesi, içerdiği genetik yapıya bağlı. Kadın yaşlandıkça, yumurtanın hücre bölünmesi sırasında hata yapma oranı artıyor. Kromozomlar eşit dağılmıyor, Down Sendromu gibi hatalar ortaya çıkıyor. Maalesef, doğrudan yumurta kalitesini ölçen bir test yok.

Yumurtalıklarımızı, Yumurtalarımızı İleride Kullanmak Üzere Saklayabileceğimiz Günler Yakın mı?

Yumurta dondurma işlemiyle tüp bebek uygulaması, normal tüp bebek uygulamasından yüzde 30 daha başarılı. Eğer çocuk sahibi olmayı 7 yıldan fazla erteleyecekseniz, yumurta saklamaya değebilir. Yumurtalık dokusu dondurması ise, şimdilik tıbbi nedenlerle kullanılmalı. Örneğin kemoterapi gibi zorunlu tedavilerden geçecek kadınlarda.

Randevu, Reglin Üçüncü Günü!

Yumurtalık kapasitesini belirlemek için reglin üçüncü gününde kan alınarak, hormon tetkikleri yapılıyor. FSH yükseldikçe kapasite düşüyor. FSH düzeyinin 15’in üzerinde olduğu kadınlarda gebelik şansı az, gebelik halinde ise düşük olasılığı yüksektir. Yine üçüncü gün yapılan ultrasonografik incelemeyle yumurtacık keselerinin yani foliküllerin incelenmesi de önemli bir kriter. Hatta bu hormon testinden bile önemli hale geldi. Her iki tarafta en az dörder tane folikül bulunması “iyi” kabul ediliyor.

Blog Yazısını Paylaşın!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir