Selam Canım! Biliyorsun ki bir bebek sahibi olabilmeyi uzun zamandır planlayan kadınlar için hamile olup olmadıklarını öğrenmek heyecanlı bir süreçtir.
Hamileliğin en bilinen belirtisi geciken regl dönemi olsa da çoğu kadın hamile olup olmadığını anlamak için regl dönemini beklemek istemeyebilir.
Bununla birlikte regl dönemlerini takip etmeyen ya da düzenli regl görmeyen kadınlar, hamile olup olmadığını nasıl anlayabileceğinin yollarını aramaya başlar. Bu tür durumlarda erken hamilelik belirtilerini bilmek önemlidir.
Döllenmenin gerçekleşerek hamileliğin oluştuğu ilk andan itibaren, vücutta birtakım değişiklikler meydana gelmeye başlar. Bazı anne adaylarında bu değişiklikler fark edilse de bazı anne adaylarında fark edilmeyebilir.
Ayrıca gebelik belirtileri her dönemde değişmekle birlikte, her kadında aynı semptomlar ortaya çıkmayabilir.
Hamilelik Belirtileri
Regl Gecikmesi: Hamilelik belirtileri nelerdir? denildiğinde ilk olarak düşünülmesi gereken regl ya da adet gecikmesidir. Regl gecikmesi, aslında gebeliğin ilk belirtilerinden biridir. Ancak her regl gecikmesi kesin hamilelik belirtisi değildir. Hamilelik döneminde regl kanamasının olmaması sebebiyle döngülerin gecikmesi yaşandığında, kadınlar bunu erken hamilelik belirtisi olarak görebilse de regl gecikmesi, gebelik belirtisi olabileceği gibi başka kadın hastalıklarına da işaret edebilir. Ayrıca stres ve yeme bozuklukları da regl döngülerinin gecikmesine sebebiyet verebilir.
Kanamalar: Bu kanamalar, normal regl kanaması gibi olmaz. Daha çok kendini “ufak lekelenmeler” şeklinde gösterir.
Yumurta hücresi döllenmenin gerçekleşmesiyle birlikte büyümek, gelişmek ve tüm yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak için rahim içerisinde kendisine uygun bulduğu yere bağlanır.
Bu aşamada bebeğin tutunduğu yer bol kılcal damar içeren bir kısımdaysa, burada bir miktar kanamanın gerçekleşmesi mümkündür. Halk arasında üstüne görme olarak bilinen bu durum, aslında yerleşme ya da implantasyon kanaması olayıdır.
Yerleşme kanaması her hamilelikte görünmez ve görülmemesi de problem oluşturacak bir durum değildir. Kısaca yerleşme kanaması, tamamen bebeğin tutunduğu yer ile ilişkilidir.
Göğüs Hassasiyeti: Yumurta hücresi sperm ile döllendiği andan itibaren, vücudun hormon seviyelerinde değişiklikler meydana gelir. Bu değişiklikler sebebiyle göğüslerde acı ve şişkinlik oluşur. Göğüs bölgesinde görülen dolgunluk hissi, hassasiyet, karıncalanma ve şiddetli ağrı hamileliğin ilk belirtileri arasında sayılabilir.
Ancak çoğu kadın regl dönemi öncesinde ve regl döneminde iken göğüs hassasiyeti yaşayabilir. Bu sebeple göğüs hassasiyeti tek başına hamilelik belirtisi olarak adlandırılamaz.
Ayrıca göğüs bölgesindeki damarlar, döllenmeden sonra her geçen gün daha belirgin hale gelir ve areola ismiyle bilinen kahverengi halka koyu kahverengi bir renk alır. Meme başlarında görülen minik kabarcıklar ise emzirme döneminde çatlak riskini azaltmak için yağ bezeleri tarafından üretilir.
Meydana gelen bu durum bazı kadınlarda hamileliğin sonlarına doğru ortaya çıksa da özellikle esmer kadınlarda çok daha erken oluşabilir.
Akıntıların Artması: Hamilelik başladığı andan itibaren, rahim döllenmiş yumurtayı koruma altına almak için rahim boyu ve rahim ağzındaki bakterileri uzaklaştırmak ister. Yoğun östrojen ve progesteron hormonunun salgılanması, vajinal akıntının renginde ve miktarında farklılık yaratabilir. Akıntının miktarı, gebelik öncesine göre çok daha fazladır. Bu sebeple, bir çeşit antiseptik görevi bulunan mukus yoğun miktarda salgılanır.
Ancak bu akıntılar çoğu zaman kokusuz ve renksizdir. Bununla birlikte sarı, yeşil veya kokulu akıntılar bir enfeksiyonun varlığından kaynaklanıyor olabilir.
Halsizlik ve Yorgunluk: Yumurtanın döllendiği andan itibaren, vücut dur durak bilmeyen yoğun bir tempo ile çalışmaya başlar. Vücut, enerjinin büyük bölümünü döllenmiş yumurtanın gelişimi için kullanır ve birçok hormonal değişimler meydana gelir.
Bu sebepler dolayısıyla anne adayları, henüz hamile olduklarını bilmeseler bile yoğun şekilde halsizlik ve yorgunluk hissine kapılabilir, hatta uyku eğilimi oluşabilir.
Halsizlik ve yorgunluk hissi, plasentanın oluşumuyla birlikte yavaş yavaş kaybolacaktır. Anne adayı, özellikle 4. aydan itibaren kendisini daha enerjik ve zinde hissetmeye başlayabilir.
Şişkinlik: Gebeliğin başlamasıyla kanda oranı artan progesteron hormonu, daha ilk günlerden itibaren sindirim sistemini doğrudan etkileyerek, kabızlık ve şişkinlik gibi durumlara yol açabilir. Bağırsak hareketlerinin ya da peristaltik (salınım) hareketleri olarak bilinen işleyişi, progesteron hormonu sebebiyle yavaşlamaya başlar.
Yavaşlayan bağırsaklar hareketleri sırasında, tüketilen yiyecekler bağırsaklarda çok daha uzun sürelerde kalmış olur ve böylece besinlerin kalori değerleri vücut tarafından daha fazla emilir.
Bu durum, aynı zamanda hamilelik döneminde kilo alma meyilinin artmasının bir diğer nedeni olarak gösterilebilir.
Duygusal Değişimler: Gebeliğin ilk anlarından itibaren hormonlarda yoğun değişiklikler söz konusu olduğu için, gebelerde duygusal değişiklikler görülmesi çok normaldir. Aşırı hassasiyet, kolaylıkla ağlayabilme, sinirlenme gibi belirtiler hamilelik belirtileri olabilir.
Baş Dönmesi: Gebeliğin ilk haftalarında karşılan en yaygın belirtilerden biri de baş dönmesidir. Gebelikte baş dönmesi yaşanmasının nedeni ise rahmin yaptığı baskı sonucu yeterli miktarda kan pompalamamasıdır.
Kramplar: Regl dönemlerinde yaşanılan krampların bir benzeri, hamilelik belirtileri olarak da meydana gelebilir. Bunun sebebi, rahmin kendini bebeğe hazırlarken genişlemesi sonucunda, burada bulunan bağların gerilmesi ve krampla sonuçlanmasıdır.