Merhaba canım💌
Nasılsın? Geçmişten günümüze bu korku hala devam ediyor. İlk gece korkusu, “Daha önce birliktelik yaşadım; ama ayrıldım. Ne yapacağım ben şimdi?” korkusu, “Birlikte olmazsam beni aldatması için ona sebep vermiş olurum.” korkusu… Bunlara devam edebilirim, etmiyorum şimdilik. Bakalım bu korkumuzun sebepleri nelermiş?
Korku öğrenilen bir tepkidir ve hayatta kalmayı sürdürebilmek için, tehditleri tanımamız, kendimizi bu tehditlere karşı korumamız gerekir.
Yani korkunun bize öğretilmesi lazımdır. Bazen bizi tehlikeden koruyan bu durum deneyim kazanmamıza engel de olabilir.
Seksten korkmak neden kaynaklanır?
Kadın, dış dünyadan izole, erkekleri ve cinselliği bilmeden, dokunulmamış olarak kalma inancıyla yetiştiriliyor. Cinselliğin vereceği hazlar değil, ilk gece korkusu ile büyütülüyorlar. Dahası, cinselliği yaşamak, kadının itibarını zedeleyen, değerinden eksilten bir olgu gibi gösteriliyor.
Yani cinsellik ve seks kadına çok küçük yaşlarından itibaren bir tehdit ve varlığını tehlikeye atacak bir olgu olarak lanse ediliyor. 30 yaşına gelmiş bir kadın, yeni erkek arkadaşına geçmiş cinsel tecrübesini bile söyleme cesareti gösteremiyor, korkuyor.
Ya bisiklete binerken 🙂 kızlık zarı yırtılıyor, ya da biraz daha dürüstse, “senden önce “sadece bir kişi” oldu diyor. Sanki sayı iki olunca kadınlık prestiji yarı yarıya değer kaybedecek korkusu taşıyor.
Geçtiğimiz haftalarda bir tanıdık, bizden bir arkadaşı için kadın doğumcu tavsiyesi istedi. Şikayeti nedir, ona göre yönlendirelim diye sorduk. Şikayeti şu, erkek arkadaşıyla uzun süreli cinselliği yaşamış olan kız arkadaşı, sevgilisinden ayrıldığı için bunalıma girmiş ve hatta intiharı düşünüyormuş.
Çünkü artık “kız” değil, kadın ve kadın kimliği, tolere edemediği , varoluşundan eksilmiş hissetmesine yol açan bir prestij kaybı. Açıkçası bir psikolog veya psikiyatrist tavsiyesi istemesi daha makul olacakken, sadece kızlık zarını (hymen) diktirmek derdinde imiş…
Yani bir oturuşta veya ani harekette yine deformasyona uğrayacak olan kızlık zarını operasyonla diktirse, sorunun hallolacağını düşünen , zihinsel yetileri kısıtlı, kadın kimliğini, anatomik bir et parçasına indirgeyen bir zümrenin varlığını idrak ediyoruz. Burada, buna neden olan olay nedir, diye sorgulamak gereği duyuyoruz.
Cinselliği yaşamak değil, bunun duyulmasından kaynaklı sekonder korkular da devreye giriyor ülkemizde.
Çocukların ve genç insanların yanında daha dikkatli olmak gerekir!
Büyüklerin birbirlerine aktarımlarına şahit olmak çocukluk çağında henüz soyut düşünceye geçişin tamamlanmadığı evrede kalıcı etkiler yapabiliyor.
Konu komşunun gıyaben bahsettiği kişilerin başına gelen felaket hikayeleri, “adı kötüye çıkmış” filanca kızdan bahsedilmesi, cinsel ilişki sırasında kadının maruz kalacağı acının, ilk gece başına gelecek olan kızlık zarı kaybı ile kan akmasının , çocukluk ve genç kızlık döneminde tesadüfen duyulması veya aile büyükleri ile genç kızın akranları arasında hurafeler ve gerçek dışı mizansenlerle aktarılması başlı başına negatif telkin etkisi yapmaktadır.
Taciz veya enseste maruz kalan çocuk için ise durum çok daha travmatize olur.